Çorum Evden Eve Nakliyat Alaca Evden Eve Nakliyat Bayat Evden Eve Nakliyat Boğazkale Evden Eve Nakliyat Dodurga Evden Eve Nakliyat Kargı Evden Eve Nakliyat İskilip Evden Eve Nakliyat Laçin Evden Eve Nakliyat Oğuzlar Evden Eve Nakliyat Mecitözü Evden Eve Nakliyat Çorum Evden Eve Nakliyat Osmançık Evden Eve Nakliyat Süngürlü Evden Eve Nakliyat Uğurludağ Evden Eve Nakliyat

petshop

Muğla escort

Hüseyin Ülkü KORKMAZ
Köşe Yazarı
Hüseyin Ülkü KORKMAZ
 

Arabaşı gecelerindeki kar esintileri..

Meteorolojiden yeni yeni kar yağışı haberleri aldığımız bugünlerde eski kış mevsimlerinin geride kaldığı dolayısıyle,kış şartları ağır geçenler için teselli,ekim yapan çiftçilerimiz içinde bir üzüntü kaynağı oldu.   Ancak bu demek değilki,kar yağışları yeterince olmayacak..   Bu güzel bereketli kısmet yüce rabbimizin takdirine bağlı..   Dönelim eski günlerdeki " Ay ışığında pırıl pırıl bembeyaz kar görüntülerini " yaşadığımız yıllar,Ekim ayına merhaba der demez diz boyu yağan kar içinde kaybolarak okula gitmeye çalıştığımız günler...   Ayağımızda kara lastikten çizme,naylon ayakkabı ile yağan karların üzerine kaymak için açtığımız yollar,ciğerlerimiz çıkacakmış gibi öksürüğe boğulup üşüdüğümüz halde kaymanın verdiği zevk..   Akşamları zaten daha bambaşka bir heyecanın yaşandığı gece saatlerinde başlamasıyla " Ateşte kaynamaya bırakılan arabaşı/araaşı çorbası " öncesi ortaya açılan sofrada kurutulmuş üzüm,köfter,kestane,mısır patlatması,ev yapımı sucuk,hevenk üzümü,elma,kış armudu gibi yiyeceklerin arasında bir çoğu rahmetli olan büyüklerimizin tatlı sohbetleri eşliğinde dışarıda lapa lapa yağan karları seyrederek geçirdiğimiz o güzel günler...   Sadece anılarda kalıp gidiyor...   Arabaşı çorbasındaki " Av eti kalitesini bulmak " çok nadir rastlanan bir kısmet..   Kestanelerin soba üzerinde hiç eksik olmadığı o günler...   Şimdi bir kilo kestane bile önemli meblağa ulaştı ve  tabi olarak pişirildiği sobalarımız,kuzinelerimizki içinde közlenen patateslerin,mayalanmış çöreklerin ayrı bir lezzeti olurdu..   Yer minderlerinin yavaş yavaş yanan sobanın etrafına konulup oturmanın rahatı,dışarıdaki soğuğun adeta hissedilmediği genelde kerpiçten yapılmış sağlıklı evlerin verdiği yaşantıda unutulmazlarımız arasında kaldı.   Günümüzde tamamen betona gömüldüğümüz apartmanlarımızda böyle nostaljileri tabi olarak yaşama şansımız tabiki yok ancak yinede kış günlerinin gece sohbetleri ve havası bir başka olur bir araya gelmeye çalışıp en azından geçmişteki anıların canlandırılması bile bir kazançtır..   Bugün  Ocak  ayının ortasına doğru yürüdüğümüz  günlerde  kar tanelerinin gökyüzünde uçuştuğu tabiatın bembeyaz bir gelinlik giydiği manzaraların heyecanı ile karın yağmasını bekliyoruz...   Arabaşı çorbası etrafında hoş sohbetleriniz olsun..   Yeni nesile aktaracağımız bu geleneğimiz unutulmadan yaşasın..   Sağlıkla kar günleri bereketini yaşamanız dileklerimle bir şiirimi ekliyorum.    Esen kalınız..   *** KARLARDA YAKAR Yine hasret kaldık gökyüzünde yıldızlara, Poyraz' ın uğultusu vuruyor dağların sessizliğine, Bir bahar derken yaz da geçmiş ki; Ne arının kadrini bildik, ne de çiçeğin... Teslim aldı ruhumuzu, bedenimizi, Üşüyor sevdalar, Üşüyor Kalpler... Bülbül' ün dalını terkettiği gibi, Acımasız bir melodiye eşlik ederken saatler, Limandan ayrılırken her bir vapurda, Gözyaşı dolu sanki sahiller... Yakar! Yokluk,yoksulluk yoksa acı bir ekmek, Yakar! Sevda ateşi seven yaparsa mihnet, Yakar! Üşüten bembeyaz karlar bile ümitsiz aşkı... İşte o an ters döner akreple yelkovan elbet... H.ÜLKÜ KORKMAZ
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2024 - Çarşamba

Arabaşı gecelerindeki kar esintileri..

Meteorolojiden yeni yeni kar yağışı haberleri aldığımız bugünlerde eski kış mevsimlerinin geride kaldığı dolayısıyle,kış şartları ağır geçenler için teselli,ekim yapan çiftçilerimiz içinde bir üzüntü kaynağı oldu.
 
Ancak bu demek değilki,kar yağışları yeterince olmayacak..
 
Bu güzel bereketli kısmet yüce rabbimizin takdirine bağlı..
 
Dönelim eski günlerdeki " Ay ışığında pırıl pırıl bembeyaz kar görüntülerini " yaşadığımız yıllar,Ekim ayına merhaba der demez diz boyu yağan kar içinde kaybolarak okula gitmeye çalıştığımız günler...
 
Ayağımızda kara lastikten çizme,naylon ayakkabı ile yağan karların üzerine kaymak için açtığımız yollar,ciğerlerimiz çıkacakmış gibi öksürüğe boğulup üşüdüğümüz halde kaymanın verdiği zevk..
 
Akşamları zaten daha bambaşka bir heyecanın yaşandığı gece saatlerinde başlamasıyla " Ateşte kaynamaya bırakılan arabaşı/araaşı çorbası " öncesi ortaya açılan sofrada kurutulmuş üzüm,köfter,kestane,mısır patlatması,ev yapımı sucuk,hevenk üzümü,elma,kış armudu gibi yiyeceklerin arasında bir çoğu rahmetli olan büyüklerimizin tatlı sohbetleri eşliğinde dışarıda lapa lapa yağan karları seyrederek geçirdiğimiz o güzel günler...
 
Sadece anılarda kalıp gidiyor...
 
Arabaşı çorbasındaki " Av eti kalitesini bulmak " çok nadir rastlanan bir kısmet..
 
Kestanelerin soba üzerinde hiç eksik olmadığı o günler...
 
Şimdi bir kilo kestane bile önemli meblağa ulaştı ve  tabi olarak pişirildiği sobalarımız,kuzinelerimizki içinde közlenen patateslerin,mayalanmış çöreklerin ayrı bir lezzeti olurdu..
 
Yer minderlerinin yavaş yavaş yanan sobanın etrafına konulup oturmanın rahatı,dışarıdaki soğuğun adeta hissedilmediği genelde kerpiçten yapılmış sağlıklı evlerin verdiği yaşantıda unutulmazlarımız arasında kaldı.
 
Günümüzde tamamen betona gömüldüğümüz apartmanlarımızda böyle nostaljileri tabi olarak yaşama şansımız tabiki yok ancak yinede kış günlerinin gece sohbetleri ve havası bir başka olur bir araya gelmeye çalışıp en azından geçmişteki anıların canlandırılması bile bir kazançtır..
 
Bugün  Ocak  ayının ortasına doğru yürüdüğümüz  günlerde  kar tanelerinin gökyüzünde uçuştuğu tabiatın bembeyaz bir gelinlik giydiği manzaraların heyecanı ile karın yağmasını bekliyoruz...
 
Arabaşı çorbası etrafında hoş sohbetleriniz olsun..
 
Yeni nesile aktaracağımız bu geleneğimiz unutulmadan yaşasın..
 
Sağlıkla kar günleri bereketini yaşamanız dileklerimle bir şiirimi ekliyorum.
 
 Esen kalınız..
 
***
KARLARDA YAKAR
Yine hasret kaldık gökyüzünde yıldızlara,
Poyraz' ın uğultusu vuruyor dağların sessizliğine,
Bir bahar derken yaz da geçmiş ki;
Ne arının kadrini bildik, ne de çiçeğin...
Teslim aldı ruhumuzu, bedenimizi,
Üşüyor sevdalar,
Üşüyor Kalpler...
Bülbül' ün dalını terkettiği gibi,
Acımasız bir melodiye eşlik ederken saatler,
Limandan ayrılırken her bir vapurda,
Gözyaşı dolu sanki sahiller...
Yakar!
Yokluk,yoksulluk yoksa acı bir ekmek,
Yakar!
Sevda ateşi seven yaparsa mihnet,
Yakar!
Üşüten bembeyaz karlar bile ümitsiz aşkı...
İşte o an ters döner akreple yelkovan elbet...
H.ÜLKÜ KORKMAZ
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve boradair.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.