Ziraat Müh. Rasim Yılmaz: YAŞASIN İNEKLER...

YAŞASIN İNEKLER...

Süt inekleri fabrika gibidir. Yemi verirsiniz sütü alırsınız. Mantık basit; yemi ver sütü al,

Yemin torbası 320 TL olunca, üretici bir bakıyor ki, günde 115 TL tutarında yem yiyen bir inek

90 TL’lik süt vermiş… 

Siz iş insanı olsanız bu fabrikayı ne yapardınız?

Hemen fabrikayı satardınız değil mi?

Üretici de öyle yapıyor…

İneğini kesime gönderiyor… 

Hem eline toplu para geçiyor, hem de zarar etmekten kurtuluyor.

İnekler kesime gidince süt ile beraber dana da, dolayısı ile et üretimi de olmuyor...

Artan maliyetler ile birlikte birde hızla hayvan sayısı düşüyor. Çok geçmez, yaz sonu ülkemizde et ve süt ürünleri krizi ile karşı karşıya kalabiliriz.

Türkiye Kasaplar Federasyon Başkanı Fazlı YALÇINDAĞ, süt ineklerinin kesime gittiğini ve ilerde besilik hayvan tedarikinde besicilerin sıkıntı yaşayacağını anlatırken. Bulunmayacak arkadaş, ‘’danayı ben mi doğuracağım ‘’ dedi.  Harbiden danayı doğurtmamız lazım…

Ülkemizde yem bitkileri üretiminde, çok eksiğimiz var. Bu işi planlamak ve teşvik etmek oldukça kolay.

Yem bitkileri üretimini hayvan varlığınıza göre ayarlayacaksınız. 

Verimsiz meraları, yem bitkileri üretimine tahsis edeceksiniz... 

Nasıl mı? 

Geçen haftaki yazımızda, atıl vaziyetteki meraların üretime dahil edilmesinden bahsetmiş ve

Haftaya konuşalım demiştik.

Niğde'de 2 Milyon 500 Bin Dekarlık Mera Alanı Var…

Bu büyüklük Niğde’mizin ekilebilir alanlarının üçte biri…  Çok büyük bir alan…

Peki, şikayet ediyoruz.

Yem pahalı, et pahalı, süt pahalı, bu mera alanlarını neden verimli kullanamıyoruz...

Meralar atalarımızın bizlere ucuz besleme yapabilmek adına emanet ettikleri alanlardır…

Önemli olan nokta, emanete zeval getirmeden, meralardan faydalanarak, üreticinin maliyetini azaltıp, milletimize daha güvenli, daha ucuz, et, süt, yumurta üretmek değil mi?

O zaman bu verimsiz meraları neden hayvancılarımıza ıslah edip tahsis etmiyoruz?

Verimli olanlara diyecek yok...

Korumak vatan görevi..

Yabancı ülkelerden ithal gelen, üstelikte içerisinde GDO ’lu  ham maddelerden üretildiğine dair açıkça yazan yemleri hayvancımıza dayatıyoruz…

Bu konular öyle gizli saklı konular değil, Tarım Bakanlığı konuya hakim, İl Tarım Müdürlükleri, Üniversitelerin Ziraat Fakülteleri konuya hakim.

Peki, neden meralarımızı ıslah ettirip, üreticiye tahsis edemiyoruz?

Neyden, kimden korkuyoruz…  ?

Eğer üretici müteahhit firma değilse, meranın üzerine AVM falan yapmaz. Hazır beton firmaları kurmaz, korkmayın.. Size ve çocuklarınıza et, süt, yumurta vs. olarak geri döner.

Hem de en sağlıklısından…  Verin meraları köylüye... hiç değilse en verimsiz olanlarını…

Birde yem bitkileri destekleri hem yetersiz, hem de üreticiye zamanında ulaşmıyor.

Yem bitkilerinde ciddi anlamda üretim seferberliğine ihtiyacımız var.