Sevgili arkadaşlar, tarımda en önemli girdilerden birisi de enerji maliyetleri.

En önemlileri, elektrik ve akaryakıt..

Türkiye’nin son bir yılında elektrik ve mazot giderleri  yaklaşık yüzde üç yüz arttı.

Bu iki gider kaleminde de ülkemiz maalesef dışa bağımlı. Yıllardır Türkiye’nin yerli ve milli enerji hamleleri ciddi bir şekilde ele alınmadı. Petrol varlığı coğrafi şans ile oluyor ancak, elektrik için aynı şeyi söylemeyeceğim..

Günümüz teknolojisi ile her çiftçi GES sistemleri ile kendi elektriğini kendisi pekala üretebiliyor. Buradaki sıkıntı ilk kurulum maliyetlerinin yüksek olması; Niğde’de üretim yapan bütün çiftçi kardeşlerimizin hayali, en azından kendi tüketimini  karşılayacak bir GES (güneş enerjisi santrali) tesisi sahibi olmak. Üstelik Niğde güneş haritasına bakıldığı zaman oldukça verimli bir noktada..

Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri üreticimize hazine destekli bir miktar kredi kullandırıyor ancak, üreticinin kredi limitleri hayvansal ve bitkisel krediler adı altında zaten dolu.

Yani üreticimizin GES kurdurmaya kredisi yok, Ziraat Bankası yetkilileri üreticilerimize GES limiti tanımlamalı ki, üreticimiz yüksek elektrik faturası ödeyeceğine kendi enerji santralinin taksitlerini ödesin. İmkansız mı ?

Bana göre son derece mümkün..

Eğer ülke olarak üreticimizin pahalı enerji sorununu çözemezsek, mutfaktaki yangını söndüremeyiz. Elektriğe, mazota her yapılan, her kuruş zam, piyasada iğneden ipliğe, pazarda da fasulyeden, lahanaya zam gelmesi demek..

Mutfaktaki yangını durdurmak, hükümetin hükmedenlerin elinde…